İmamoğlu'nun tutuklanma gerekçesi açıklandı: Kaçma şüphesi
Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında verdiği tutuklama kararının gerekçesi "kaçma ve saklanma ihtimali" oldu.

Fotoğraf: İBB
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararının "kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu" gerekçesiyle verilmesi dikkat çekti. Hakimlik kararında, adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, tutuklamanın 'ölçülü' olduğu kanaatine varıldığı ifade edildi. Hakimlik ayrıca kararda, İmamoğlu’nun Beylikdüzü döneminden beri yanında bulunan ve kendisine yakın kişileri, İBB Başkanı olduktan sonra belediyenin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirmesi üzerinden de suç isnat etti.
Gerekçe ‘kaçma ve saklanma' ihtimali
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen soruşturmayla ilgili İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği tutuklama kararının gerekçesi açıklandı.
Türkiye Belediye Birliği ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma gerekçesinin yer aldığı mahkeme kararı ortaya çıktı. Karar'da yer alan habere göre mahkeme kararında İmamoğlu’nun ‘kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu’ iddia edildi. Yolsuzluk soruşturması kapsamında İmamoğlu’nun tutuklanmasına karar verilen İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ortaya çıktı. Kararda “Suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içerisinde sürekli işlendiği ve suç örgütünün bu fiillere özgülendiği, MASAK raporları, tanık ve müşteki beyanları, HTS kayıtları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, atılı suçun katalog suçlardan olması dolayısıyla tutuklama sebeplerinin mevcut olduğunun varsayılması, atılı suçların vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedene bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, şüphelinin tutuklanmasına karar verilmiştir” denildi
Yargılama olmadan ‘suç örgütü' denildi
Kararı veren sulh ceza hakiminin, daha henüz bir yargılama olmadan ve bir mahkeme kararı çıkarılmadan İmamoğlu için ‘suç örgütü lideri’ nitelendirmesi hükmetmesi dikkatlerden kaçmadı. Sulh Ceza Hakimliğinin görev alanı içinde; yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek bulunuyor. Hakimliğin kararında, İmamoğlu’nun ‘hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek’, ‘rüşvet almak’, ‘kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak’ ve ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçlarından tutuklanmasının talep edildiği belirtildi.
Kendi ekibiyle çalışması suç sayıldı
Kararda, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan ve kendisine yakın kişileri, İBB Başkanı olduktan sonra belediyenin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirmesi üzerinden suç isnat edildi. Çıkar amaçlı suç örgütü liderinin, örgüt içerisinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek söz sahibi olduğu belirtilen kararda, örgüt lideri ve yöneticisi tarafından verilen talimatların, diğer örgüt yöneticilerinin altında yer alan örgüt üyeleri eliyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Erdoğan'ın talimatı yerine getirildi
İmamoğlu tutuklanmasına yönelik karar veren mahkemede, kendisine yönelik sürecin Başsavcı’nın atamasıyla başlatıldığını söyledi. ‘Kula kulluk eden insandan adalet bekleyecek değilim’ ifadesini kullanan İmamoğlu, yargının aylar öncesinden bugünün mahkemesinin işaretini veren ‘Turpun büyüğü heybededir’ diyen Cumhurbaşkanının talimatını yerine getirdiğini söyledi.
Tutuklanan İBB Başkanı İmamoğlu, hakimlikteki ifadesinde “Benim mal varlığım 3 nesildir devam eden aile şirketimden gelmektedir, bir yüzükle yola çıkan ve uydurma siyasi yaşam hikayelerine benzemez, asildir benim iş hayati yolculuğum” dedi. İmamoğlu şöyle devam etti: “Yürütülen bu sistemli operasyon, ekim ayında Başsavcının İstanbul’a tayini ile başlamıştır. Dedikoduları İstanbul’un bütün sokaklarını sarmış olan bu şahıs yaranmak adına uydurma dava üstüne dava açarak hedefine varmak adına her türlü kötülüğü yapmaya hazır ve nazırdır. Kula kulluk eden insandan adalet bekleyecek değilim. Bütün bunlar İstanbul’dan Ankara’ya talimatları yerine getirme, kula kulluk etme vazifesinin sonucudur.
Hakkımdaki bütün iddialar uydurma ve yalandır, bir kumpas içerisinde kurulmuş sistem karşısında mahkemeye çıkarıldım. Kumpas nizami şekilde burada da devam etti. Aynı düzen devam etmektedir, göreve geldiğim andan itibaren 1200 soruşturma teftiş geçirdim ancak bu soruşturmalar neticesinde herhangi bir şey bulunamadı. Siyasi mücadelesini namertçe veren insanların yargıyı bir aparat olarak kullandıklarını yaşamaktayım. Bu namertlerin milletten aldığı ve alacağı cevabi çok iyi biliyorum. Namertlik peşinde koşan bir avuç insan 2019 31 Mart seçimlerinde yenilince milletin iradesini çalarak hırsızlık yapmıştır ve seçimi iptal etmişlerdir ve bir sonraki seçimde millet demokrasi tokadını bu bir avuç insanın suratına vurmuştur. Algı yaratmak, leke atmak, aylar öncesinden bugünün mahkemesinin gününü veren, bugünkü mahkemenin işaretini veren ‘Turpun büyüğü heybededir’ diyen Cumhurbaşkanının talimatını yerine getirmişlerdir. Milletimiz hak eden herkese cevabını verecektir. Bu sürece dair son seçimde İstanbul’da 1 milyonun üzerinde fark yiyen, 17 Bakan ve kendisi birebir onlarca mitingle İstanbul’da mücadele edip kaybeden Cumhurbaşkanı İstanbul’da kaybettiği İBB ve muhtelif ilçeleri ele geçirme sürecini yargı üzerinden yürütmektedir. Buradan milletimize sesleniyorum, milletimiz bilsin ki sadece Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına, işine, gücüne, namusuna, onuruna, malına, mülküne göz dikilmemiştir. Bu kişiler ayrıca milletin var olan iradesine de göz dikmiştir ve artık bugün itibariyle savcıların sevk ettiği karara bakarak ifade ediyorum ki milletimizin de malı mülkü, namusu, şerefi, haysiyeti, emeği tehdit altındadır.”
TBB başkanlığına Zeydan Karalar getirildi
İBB Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından TBB’nin başkanlığı görevini Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar üstlenecek. TBB’nin çarşamba günü toplanarak Karalar’ın başkanlığını resmileştireceği belirtildi. (Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et